• benim var bir iki tane.
    milli takım kampı bulunduuğm şehre gelmişti.
    kimler kimler yok ki tanju, rıdvan, feyyaz, metin, ünal karaman, engin ipekoğlu, oğuz çetin falan.
    neyse, o zaman liseliyiz.
    hergün gidip izliyoruz bunları, millet imza alıyor, kızlar peşlerinde.
    biz de beşiktaşlıyız ayıptır söylemesi.
    bizim sarı fırtına yanında iki futbolcuyla beraber, tabir-i caizse takımdan ayrı düz koşu yapıyor.
    biz de iki üç arkadaşız.tribünden aşağı inmişiz, tellerden izliyoruz.
    aslında daha o yaşlarda bile ünlü falan görünce gidip hemen konuşayım falan derdinde biri değildim.ama gaza geldim ben de.
    neyse, "metin abi" "metin abi" diye çağırdık biz bunu.
    eliyle tersledi bizi, azarlar gibi bir şeyler söyledi. "görmüyor musunuz çalışıyorum" gibisinden.
    buz kestik hepimiz.hiç kimse tek laf edemedi.
    fena halde kırılmıştık.
    haklıydı aslında.
    ama en azından selam verip geçebilrdi.
    o gün bugündür metin'i sevmem.
    aynı kamptan bir başka anı.
    bu sefer feyyaz.
    otobüsün içinden insanlara bakıyor.
    yüzlerce kişi var ortamda.
    el sallıyorum, fark etsin istiyorum, garsona el kaldırırsınız da görmeyince kafayı kaşırsınız ya öyle.
    sonra nasılsa fark etti beni, gözgöze geldik, gülümsedi, el salladı o da.
    feyyaz'ı zaten severdim.o günden beri daha da sevdim.hem o metin'in yerine olsaydı asla azarlamaz, kibar feyzo gibi gülümserdi bize.

    ünlü olmak hakikaten çok zor ve ilginç. adam (metin) 25 sene önce birine atar yapmış. belki o gün canı çok sıkkındı, belki o gün çok kötü bir haber almıştı.bilemeyiz ama karşı taraf hala unutmamış o azarlar tavrı.
    diğer yandan diğer adam, kalabalıkta birini fark etmiş ve el sallamış.sorsan hatırlar mı? ama 25 sene sonra o selam hiç unutulmamış.
  • aslında "ünlüler" denilince akla sadece futbolcular gelmese de, eskiden memlekette futbol hastalığı daha fazlaydı. benim de anım futbolla alakalı.

    almanya'dan kuzenler geldi. o dönem trabzon'da yaşıyorum. fırtınanın fırtına olduğu zamanlar. ogünlü, hamili, arçilli, şotalı, abdullahlı, cengizli, lemili, orhanlı efsane kadro. elbette hocamız şenol güneş.

    tesislerin girişinde herkesin araçları son modelken, arçille şotada birer şahin var. gülmekten ölüyoruz.

    neyse izliyoruz idmanı kuzenlerle, bir süre sonra idman bitti. biz güvenliğin olduğu bölüme gittik, yalvar yakar futbolcularla görüşmek istiyoruz, adam almıyor bizi. şenol hoca olayı fark etti, "bırakın gençleri gelsinler" diye bağırdı. zaten adamlığı türkiye tarafından bilinen birisi şenol hoca. o gün de mütevazi tavrını konuşturdu, etkiledi bizi. hemen elde makineler başladık şakır şakır fotoğraf çekilmeye. yukarıda saydığım ve sayamadığım isimlerle pişmiş kelle sırıtışı eşliğinde resimler çekiliyoruz. her futbolcu sağolsun ilgileniyor, konuşuyor terli olmasına rağmen.

    neyse lemi çoktan girmiş içeriye, duşunu almış ve çıkmış. tesislerin merdivenlerinde oturuyor. gittik yanına "abi bi resim çekilelim mi" diye küçük emrah modundayız. lemi baktı ters ters "iyi çekilin" dedi. bekliyoruz ki adam ayağa kalksın sarılalım falan. ama adamın kıçını kaldırmaya niyeti yok. bu sefer biz çömeldik adamın yanına sinirli sinirli çekildik resmi. çocuğuz tabi bir şey diyemiyoruz. sonra tab ettirdik resimleri (o kadar yaşlıyız yani.) baktım herkesle sarmaş dolaş resimler, sonra lemiyle olan resmime baktım, leminin suratına ve kendi suratıma baktım resmi yırttım attım.

    aradan yıllar geçti. bu arakadaş istanbul güngörenden chp belediye başkan adayı oldu. ben de o dönem güngörende oturuyorum. lemi sokak sokak dolaşıp milletle konuşuyor, tokalaşıyor, samimi pozlar verip oy istiyor. bunu görünce hemen yolumu değiştirdim. az dua etmedim inşallah kazanamaz diye :) sonuçta da kaybetti.
  • geçenlerde a ile kavga ettim benimle gelmek istemedi. bu sebeple hiçbir kelimem anlaşılamadı. kendimi mutsuz ve umutsuz hissettim.
  • bilen bilir, atatürk hava limanı dış hatlar cip salonunun, business class bilet alanlar veya elite plus kartı olanlar için ayrı bir giriş ve pasaport kontrol noktası vardır ve genelde tenha olur.

    benim kötü anım, tenha olmaması önümde mehmet ali erbil olmasıydı. başka sorun yok sayın yargıç!
  • 3-4 yıl önce lisemin açılışında recep tayyip erdoğanla yaklaşık 2 saniye göz göze gelmiştik.
  • kavak yellerinde oynayan kıvırcık saçlı yamuk ağızlı arkadaşla yan yana bilardo oynuyorduk. can sıkıntısıyla vurduğum top sekerek onun masasına uçtu. ben de ünlü biriyle konuşmak hevesiyle "bizim toplar yetmedi sizinkileri de vuralım yea ehehe" dedim. kendisi hiç de hoşuma gitmeyecek cevaplar verdi. üzdü mü. hayır. ama sinir olmuştum. hani nezaket :(
  • bi keresinde kazaylan magazin ekinin üstüne oturmuşum.
  • kibrista haluk levent ile atm sirasinda aramda gecen diyalog. bilmeyenler icin belirteyim haluk levent saglam kumarbazdir.

    gece saat 1 falandi, yaklasik 5 dk kadar haluk leventin arkasinda bekledikten sonra gecen konusma;

    + abi bankayi atm den soyamazsin (henuz haluk oldugunu bilmiyorum)
    - yok canim haha
    + o zaman cok paran var her halde biraz bana ver ogrenciyiz sonucta..
    - su isi halledeyim salamis otele gidicem kazanirsam veririm bir seyler (burada beni de davet etti)
    + ya bilader valla cisim geldi 20 lira cekip gidicem
    - burada arkasini dondu
    + aa haluk levent
    - tamam bitti isim
    +imza?
    - kalemin var mi?
    + yok?
    - o zaman atamiycam.
    + zaten sarkilarini begenmiyorum
    -...

    amg kasa eski bir mercedese binip kumarhaneye gitti. evet o gece cok kotu sarhostum.
  • sene 2012 yazi. taksim line'da muzik dinliyoruz. icerisi son derece kalabalik. hala anlam veremedigim bir sekilde iceri bir anda kivanc tatlitug girdi. son derece naif ve iyi niyetli bir arkadasim onu ne gordu ne de iceri girdiginden haberi vardi. ama yalnislikla o kalabalikta ayagina basti. kivanc'ta sen bunu bilerek yaptin diye olay cikardi. adami bildigin disari falan cagirdi. gel kapisalim tarzinda. artik kafasimi guzeldi bilmiyorum. zaten kivanc'in bu mekanda ne isi var amk diye birbirimize sorarken birde boyle bir olayin yasanmis olmasi dumurv2 oldu. sonra bir sekilde yatistirildi. hic birsey anlamadik. ama o gunden beridir, tv'de gordugum zaman kanali degistiririm. dedigim gibi belkide o anlik birseydi ama sogudum adamdan.
  • ibrahim tatlıses in dizine oturmuşluğum var ya lan benim diye hatırladığım kötü anlardan biri.

    yaş 8, aile eşrafının katıldığı bir gecede dizine oturtup nemrudun kızı şarkısını söylemiş.

    ocağın sönsün nasıl beladır... nemrudun kızıııı... falan derken lan ne alıyon beni kucağına sen...
hesabın var mı? giriş yap