993 entry daha
  • (bkz: life beyond)
    (bkz: drake denklemi)

    çok iyi bir yapım, burada değinilen ve değinilmeyen bazı konulardan bir beyin jimnastiği:

    - milyarlarca adet galaksi, trilyonlarca yıldız ve daha fazla gezegen (ve uyduları var). istatistiki olarak dünya benzeri milyonlarca gezegen olacaktır. ayrıca dünyaya benzemeyen gezegenlerde de başka yaşam formları evrimleşebilir.

    - evrenin yaşı 13.8 milyar yıl, bu süre içinde trilyonlarca yıldız sistemi oluştu ve yok oldu. bundan sonra milyarlarca yıl daha bu şekilde devam edecek. bizim 12 bin senelik medeniyetimiz, virgülden sonra çok sıfırdan sonra geliyor. hele ki radyo kullanmaya başlayalı 100 seneyi biraz geçtik, bu süre bu ölçekte göz açıp kapamaya eşdeğer.

    - dünyada zeki varlıkların oluşması, 4 milyar yıl sürmüş. (bir başka bakış açısına göre 600 milyon yıl). niye? evrim yavaş bir süreç, ayrıca çeşitli doğal nedenlerle sekteye uğruyor ya da sıfırlanıyor. göktaşları, gezegenin eksenindeki değişiklikler, gezegenin atmosferindeki değişiklikler, gezegenin sismik/volkanik aktivitesi, yörüngesinde bulunduğu yıldızdaki istikrarsızlıklar vs bazı gezegenlerde yaşam olsa bile asla zeki bir uygarlığa evrimleşecek zamanı olmayabilir.

    bunları birlikte düşündüğümüzde, iletişim içinde olabileceğilimiz uygarlıkların pek azıyla ortak bir zaman dilimi paylaşıyoruz.

    ayrıca yaşama aday olarak gördüğümüz gezegenlerde, yaşamın oluşması, iri moleküllerin bir araya gelmesi için sıvı (su ya da başka moleküller) şart, çünkü tamamen katı ya da gaz halindeki bir gezegende moleküller ya hiç hareket edemeyecek, ya da fazla serbest ve kopuk olacak. bu da adayları azaltıyor.

    - pek denk gelmediğim bir kriter de, oluşan canlılığın kendini kopyalama kabiliyeti edinmesi. bu dünyada nasıl oldu bilmiyoruz ama her canlılık için bu geçerli olmayabilir, hatta çok istisna olabilir, bu da aday sayısını çok çok daha azaltır.

    - yıldızların yaydığı elektromanyetik dalgalar tayfın farklı bölgelerine denk geliyor (içerdikleri elementlerden kaynaklı), bu nedenle yörüngelerindeki gezegenlerdeki canlılar, hem enerji çevrimi için (fotosentez) hem iletişim/uyum için (göz, görme) bambaşka evrimsel süreçlere tabi olacaklar. tabi biz artık evreni sadece optik teleskoplarla, görünen ışık dalgaboylarında değil, çok daha geniş bir spektrumda tarıyoruz ama buraya ulaşmak ilave bir süreç gerektiriyor.

    - bu gezegenlerin kimi dünyadan biraz daha ağır, kimi çok daha ağır, kimi daha hafif. bu da farklı yerçekimi seviyeleri demek. yerçekiminin yüksek olduğu gezegenlerde, evrimleşen canlıların hareket edebilmek için çok daha fazla enerji üretmelerine ihtiyaç var. bu da evrimi yavaşlatabilecek bir unsur. daha büyük, daha yavaş canlılar olabilirler. aralarında uçan olmayabilir ve uçmak büyük hayal gücü gerektirebilir. gezegenin etrafına uydu, teleskop vs. koymak mümkün olmayabilir. (yüksek kaçış hızı)

    bu ve bunun gibi her faktör, aday sayısını bazen milyonda bire, bazen milyarlarda bire indirgeyecektir.

    - yine de diyelim ki, galaksimizde ya da başka galaksilerde bu engelleri aşan, birkaç milyar yılda evrimleşen uygarlıklar var. ancak sayıları başta düşündüğümüzden çok daha az.

    samanyolu bir uçtan bir uca 185.000 ışık yılı. biz uzaya radyo dalgaları yollamaya başlayalı 100 yıldan biraz fazla oldu ama ilk seneler çok düşük enerjili dalgalar, yine de 100 sene diyelim; bu dalgalar samanyolu'nun 1/875 (yarıçapları oranladım, aslında belki karelerini kullanmak gerek) kadarına ulaştı. yani bir yere gitmedi. bu dalgaları alıp cevap verecek bir uygarlığın cevabı bize on yıllar sonra gelecek. ancak bizden önce evrimleşmiş ve evrene sürekli sinyal yollayan bir uygarlık varsa, o sinyalleri alabiliriz. tabi bu sinyaller radyo dalgaları değil ışık sinyalleri de olabilir, henüz keşfetmediğimiz başka bir metod da olabilir. ama en hızlı ışık hızıyla geliyorlar.

    - bir de dark forest çıktı, kendimizi belli edersek kötü niyetli uygarlıkların saldırısına uğrayabilirmişiz. bunun pek tutar yanı yok. sadece mesajlaşabildiğimiz uzaktaki uygarlıklar içinde kötücül olanlar olabilir ama bize küfür etmekten öteye gidemezler.

    dünyayı kendileri veya drone'larıyla ziyaret edebilecek seviyedeki bir uygarlığın da dünyadaki hiçbir şeye ihtiyacı olmaz. yıldızlararası seyahat yapacak enerji üretme kapasitesine ulaşan bir uygarlık, ihtiyaç duyduğu elementi zaten o enerjiyle sentetik olarak üretir. dünyadaki hiçbir elemente ihtiyaç duymaz. o teknolojiye bizim uygarlığımızın tehdit olması da mevzubahis olmaz. (belki yılanın başını küçükken ezelim derseler onu bilemem)

    uzun oldu, özetlersem, insanlık bir gün başka gezegenlerde yaşamla (bakteri gibi ilkel formlar muhtemelen) karşılaşacak, ve bunun biz hayattayken olması hiç uzak ihtimal değil.

    aynı şekilde zeki yaşamın izlerini de bir gün bulabilir. bir gün zeki yaşamlarla bir bilgi/mesaj alışverişine de girebilir.

    ama bunlar için binlerce yıl, belki yüzbinlerce yıl gerekebilir.

    hatta belki bu uygarlıklarla kanlı canlı karşılaşadabilir, ama bu çok küçük bir ihtimal. ama bunları isteyip bunlar için çabalamaya değer. bu piyango bileti almak gibi bir şey olsa da, sonsuza kadar bilet alırsak illa bir gün ikramiye çıkar.
  • haklılar
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap