22679 entry daha
  • tatil için türkiye'ye gelmelerini şstemediğim güruhun yaptığı şey.

    tatile de gelmesinler, memleket düze çıktığında geri de dönmesinler. iyi gün dostu olmasınlar, kötü gün dostu olamadıkları yerin nimetlerinden mahrum kalsınlar.

    çilesini çekmedikleri yerin safâsına ulaşamasınlar. ahlaksa bu da ahlak.
  • sonra ilk döndüğünde havalimanında welcome home yazısını görüp ağlamak. ne seninle ne de sensiz…
  • bunun için ayrı bir fon ayırdım kendime. bir aksilik olmazsa 5 yıl sonra planlarımı uygulayabileceğim. tüm hayat planlamamı yaptım, sadece maddi olarak da sorun yaşamayacağıma emin olacak kadar birikimim ve iş networküm olmalı.

    en geç 2030'da ben bunu yapmış olacağım.
  • tavsiye değil, şahsi yorum;

    bilhassa avrupa'daki zengin sayılan ülkelerde bir çok imkanlar elde etmenin başlangıcı, t

    bunlardan benim iş amacıyla bir çok defa gittiğim lxbg, hakikaten çok zengin, daha doğrusu en zengin avrupa ve ab ülkesi, elbette çok küçük bir ülke ancak bunun da kendine göre avantajları olabilir tabii

    buraya gelen yabancıların bazı sıkıntıları olmakla beraber genel olarak iyi bir hayatı olduğu anlaşılabiliyor.

    hatta "alexander's kitchen" isimli lokantada 50 cent karşılığında gayet güzel bir de yemek yenilebiliyormuş, türkiye'de o paraya simit alırsın ancak.

    şu vidyoda anlatılıyor işte: https://youtu.be/…u7vsg4y?si=v8nasbdrfzhfbuji&t=618

    bence avrupa hala çok iyi arkadaşlar

    herifci köpeğine yelek bile almış, bizim burada kimsede köpeğe yelek alabilecek para var mı? yok.
  • siktirmeden gidebiliyorsak alırım bi dal.
  • 2022 yılının son ayında karar verdiğim, 2023 mart ayında her şeyi geride bırakıp konfor alanını terk ettiğim ve yeni ve daha iyi bir hayata başlamak amacıyla kanada'ya taşınarak yaptığım eylem. arkama dönüp baktığımda iyi ki diyorum çünkü bu hayata bir defa geliyorum.
    “kötü günde cefasını çekmeyen iyi gün gelince sefasını sürmek için tatile bile gelmesin” diyen olmuş. öncelikle şunu belirtmek lazım ki bu düşüncede olan kişiler giden genç beyinlere tepki göstermek ve eleştirmek yerine, '
    eğer yapabiliyorlarsa yöneticilerine yapsınlar ki genç beyinler de kendilerinin kıymetini daha iyi bilecek ülkelere göç etmesin. milliyetçilik kavramı benim için bir yere kadar. bu hayata bir defa geliyoruz. neden başkası benim kendi ülkemde vergi kaçırarak, hukuksuzluk yaparak, kurnazlık yapıp hak yiyerek sefasını çekerken ben genç yaşımda cefasını çekmek zorunda kalıyorum? neden gelişmiş ülke gençleri eğlenip farklı ülkeleri gezerken ben henüz bayram tatilinde bile şehir değiştiremiyorum? eğer daha iyi bir hayat yaşayacağınıza inanıyorsanız inancınızın peşinden gidin. çünkü keşke yapsaydım demek yerine ben elimden geleni yaptım demek için çok geç olabilir.
  • eğer aileden gelen yüksek bir geliriniz yoksa veya gideceğiniz ülkelerin ortalamasının üstünde maaş almıyorsanız bu başlıkta ve instagramda anlatılan her şey ütopik veya daha önceki entrylerimde bahsettiğim safhalardan birini yaşıyordur.

    bana burada anlatılan "oh be nefes aldım, çok huzurluyum" nidaları abartılı geliyor. yıllar önce kendim de bu gazla gittim . ilk geldiğinde bürokrasi hayatını sikiyor. kültür farkını deneyimliyorsun ve ülkende söylense kavga çıkaracağın tavırlara katlanıyorsun. bazı kesimlerin eğitimine, ailene vs bakmadan mülteci muamelesi yapmasını sineye çekiyorsun. senden önce gelmiş minijob temizlikçilik yapıp sana tepeden bakarak konuşan birini döversen oturumun iptal olur mu diye internette aratıyorsun.

    bence süresiz oturum veya vatandaşlık almadan türk vatandaşına huzur haram. her tökezlemende ab vatandaşı değilsen yabancılar dairesi : " hadi git ülkene" diyor. işsiz kalma anksiyetesi yaşıyorsun. bazen hiçbir sebep yokken oturumun sadece 6 ay uzatılıyor ve 3 ay öncesinden randevu arayıp belge denkleştirmeye çalışıyorsun.

    güvenlik konusunda da matah bir yer değil. haberlerde ormanlarda cesetler çıkıyor. çocuklar öldürülüyor, tecavüz ediliyor. ve o kadar büyük cezalar almıyorlar. hapse girmekten korkmuyor kimse hapisler türkiyedeki kadar kötü değil(düşün türkiyedeki katiller ona rağmen korkmuyor) güvende olma konusu tam rus ruleti gibi.

    göçmenler yapıyor desen daha 70lere 80lere kadar diri diri yakılan türkler doğru dürüst ceza almayan almanlar, sabah iş dönüşü beyzbol sopasıyla dövülerek öldürülen türkler sadece bir kaç örnek. geçtiğimiz ayda da haberiniz oldu mu bilmiyorum ama türkler diri diri yakıldı. katiller elini kolunu sallaya sallaya geziyor :))

    bütün bunlardan kaçıp küçük bir kasabaya taşınayım diyorsun ama hollywood filmlerindeki erica kapının önünde elmalı turta ile bitmiyor.

    herkes uzun süre sana dik dik bakıyor. çöpünü doğru yere attın mı diye sen gittikten sonra gidip çöpüne bakıyor. arabanı onun evinin önüne yarım saatliğine park ettiysen affetmiyor şikayet ediyor. seni azarlamak için fırsat kovalıyorlar. cevap verince olay büyüyor. vermeyince daha da üstüne geliyorlar. lisedeki zorbalık gibi. yeni geldiğini fark eden alman ev sahibin bunu nasıl sikerim diye düşünüp yatıya misafirin geldi diye senden para isteyebiliyor. bunlar yaşandı.

    bütün bunlara rağmen huzur bulabilene saygı duyuyorum. mutlaka vardır ama istisnadır.

    huzur bulmaya gelecekseniz gelmeyin demek isterdim. ama öyle ülkede yaşıyoruz ki huzurdan önce temel ihtiyaçlarımızdan bile mahrumuz.

    yine de huzur bulmaya gelmeyin. bir kaç yıl depresyondan saçlarınız bembeyaz olabilir aklınızı fark etmeden yitirebilirsiniz. buraya sadece daha iyi şartlar edinmek için gelin. çünkü bu sizin hakkınız.

    ama instagrama veya ekşiye kanıp çok gaza gelmeyin. geldikten sonra akıl sağlığınızı koruyup savaşa devam edebilmenin tek yolu budur.
  • türk insanı için yurdışında gitmek = almanya'ya gitmek olduğundan, çoğu insanın yaptıktan sonra doğal olarak pişman olduğu eylem
  • yurtdışında yaşamak konusundaki en popüler başlık olduğu için buraya yazıyorum. sanırım bu konudaki yazacağım son şey olacak.

    beyler bayanlar! insan hayatı sınırlı. ortalama 75 yıl gibi bir şey yaşıyoruz. bu kadar sınırlı bir ömrün hatırı sayılır bir kısmını insanın sevdiklerinden ayrı geçirmesi benim anlayabileceğim bir şey değil. sevdiklerin yanında değilse iyi günün bir anlamı yok. sevdiklerin yanındaysa kötü günün bile bir tadı var.

    türkiye özellikle siyasi iklimiyle çoğu zaman insanı boğuyor, anlıyorum. benim de birebir aynı duyguları hissettiğim çok zaman oldu. ama şöyle düşünmek gerekiyor. madem türkiye bu kadar kötü, sen gittiğinde sadece sen gitmiş oluyorsun. senin kaçarcasına gittiğin bu "kötü" yerde geride bıraktıkların nolacak?

    sevdiklerinden uzakta iyi bir hayat yaşamak artık bana çok bencilce geliyor. 20'lerimde böyle değildim. o zamanki tecrübemde böyle bir bencillik de hissetmemiştim. ama artık 40'ına merdiven dayamış, yurtdışında yaşamayı birkaç defa deneyimlemiş ve halihazırda da deneyimleyen biri olarak hislerim bu.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap