2391 entry daha
  • yüzölçümü olarak dünyanın en büyük ikinci tımarhanesi.
  • göçmenlik konusunda, kapısını gelene geçene açıp, sonra da gelenleri tatmin edemediği için suçlanıp duran ülkedir.

    göçmenlik politikalarını acilen avrupa gibi yapmalıdır. eğitim için gelen ya da iş bulup, kapalı çalışma izniyle gelen gelsin. herkese dağıttılar bol keseden çalışma izinlerini, özellikle son 2 yılda, millet gelip gelip zırlar oldu. victor hugo, facebook'taki kanada yardımlaşma sayfalarını görebilseydi, sefiller kanada edition çıkarırdı. perişanlığa doymak isteyen bi göz gezdirsin.

    koca ülkeyi, hayatının en güzel yıllarını çalmakla suçlayan var burda. en güzel yılları dediği de 2,5 yıl. bu mantıkla korona bile ömründen daha çok çalmış olabilir ama yine de sen bilirsin. kanada çok güzel pazarlanıyor diye şikayet edilmesi de en anlamadığım şey. bu kanada nerde çok güzel pazarlanıyor tam olarak? ben nerde okusam, hangi videoyu izlesem herkes, her şeyin çok çok zor olduğundan bahsediyor. gdp'si belli, ortalama maaşı belli, ortalama kirası belli, işsizlik verileri belli, enflasyonu belli, vergileri belli. bir google aramasına bakar. kanada, ülke ve hükümet olarak tam olarak nerede, hangi mecrada size gül bahçesi sunuyor? siz sik sok youtuberlar veya realiteden uzak beklentileriniz tarafından filan dolandırılmış olabilir misiniz acaba?

    insan doğduğu ülkeyi seçemiyor ama göç ettiğin ülkeyi seçiyorsun. göçmenlik çok zor bir şey, dünyanın öbür ucundasın, ne havası benzer, ne suyu benzer, ne insanı. öğrenci gelenleri tenzih ediyorum (yaştan ötürü biraz daha umarsız davranılabilir) ama bütün işi, gücü, evi barkı yakıp geldiğiniz ülke hakkında hiç mi bir şey okumuyorsunuz? bütün gemileri yakıp gideceğiz, gidip bi görelim diye hiç mi düşünmüyorsunuz? benim aklım almıyor. kendimi, hiç bilmediğim, bir kez bile adım atmadığım bir ülkeye, evi barkı, işi gücü bırakıp giderken düşünemiyorum. toronto'ya bir kez ayak bassanız zaten yarım saatte ortalığın halini görürsünüz, şöyle 2-3 hafta kalsanız, 2-3 kişiyle tanışıp konuşsanız zaten genel bi fikir edinirsiniz.

    hepsini geçtim, geldin madem mutsuzsun, kalk git. burası senin doğduğun ülke değil, belli ki doyduğun ülke de değil. mutlu değilsin. e elinde hiçbir şey yok o zaman. olmak zorunda da değil, herkes, dünyanın her yerinde yapabilmek, yaşayabilmek zorunda değil ki. demek ki burası sana göre değil.

    en iyisini amerika yapıyor sanırım, hiçbir şey vaat etmiyor, yaparsan yaparsın, yapamazsan sktir olur gidersin diyor. o da olmadı avrupa'da da böyle antin kuntin boştan açık çalışma izinleri filan dağıtılmıyor. “işin var mı kardeşim. varsa, maaşı benim istediğim minimuma denk mi? öyleyse, gel buyur. yoksa, toprağıma turist vizesiyle bile ayak basamazsın” çekmeye başladı zaten türklere.

    sizin ömrünüzden çalan ülke, kanada değil. az bi 3-5 saniye düşünseniz, ömrünüzden çalan ülkenin aslında hangi ülke olduğunu anlarsınız. bulabilirsiniz o ülkeyi, size güveniyorum. öfkenizi doğru hedefe kanalize edin. el memleketinin hiçbirimize hayat borcu yok.
  • göçmenlik diyince bizim milletin anladığı 70'lerdeki gibi işkur'a yazılacaksın o seni kanada'da bir işe yerleştirecek. fabrikanın lojmanında kalıp, yemekhanesinde yiyeceksin. maaşı biriktirip dönünce memleketten bir traktörle 50 dönüm tarla alacaksın.

    ne yazık ki o dönem geçti.

    kanada'ya göçmek demek işsiz olarak bir başka kıtaya gitmek demek. bunu bilerek bu işe girmenizi tavsiye ederim. türkiye'de bile işsiz kalsanız yeni bir iş bulana kadar stres yaşarsınız. kanada'da bu daha da zor.

    çünkü hayat burada daha pahalı. satınalma gücü daha yüksek fakat burada piyasa daha yukarıda bir dengeye oturmuş. örneğin ortalama bir aile için kira + hayat masrafları 6-7 bin dolar. iyi bir iş bulmanız 10 ay sürse 70 bin dolar kenarda paranız olması lazım. kanada'da arabasız yaşamak imkansız. bir araba+ev için eşya vs. toplamda 100-150 bin dolar paranız olması lazım. bu kanadalı için büyük para olmayabilir ancak türkiye'den gelen birinin böyle bir birikimle kanada'ya geliyor olması zor.

    5 bin dolarla gelip, eski bir araba alıp, basementta oda kiralayıp, uber eats gibi günlük işlerle tutunmaya da çalışılabilir tabi ama bu durumda şikayet etmek yerine tutunmaya çalıştığının bilincinde olmak lazım diye düşünüyorum.

    sözlükten bir arkadaşla bir göçmenlik danışmanı hakkında konuşuyorduk. “kadın bize 200 bin dolarınız yoksa hiç başvurmayın.” dedi diye şikayet ediyordu. ben de kızmıştım. kadın haklıymış.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap