64 entry daha
  • arapçaya ibrani dilindeki "hohma" sözcüğünden gelen hikmet kavramı daha çok felsefe karşılığı olarak kullanılmaktadır. bu deyim eski anadolu ve yunan felsefesi ile beslenen, kaynağını eflatun'dan alan, yeni eflatun'cu görüşün islam düşüncesine geçiş sonrasında ortaya çıkmıştır.

    felsefe alanında hikmet, ilkçağdan bu yana süregelen düşünce ürünlerinin yeni bir yorumla değerlendirilmesidir. varlık bütününün özünde saklı ana ilkelerini anlama amacını güderek inceleyen felsefe, bazı çevrelerce aklın dışında bir düşünce olarak anlaşılmıştır.

    böylece hikmet akla değil imana, sezgiye dayalı bir bilgi alanı olmuştur. tasavvuf anlayışına göre hikmet, ilahi bir coşkunluğa kapılarak aklın sınırlarını aşan, çoğunlukla birliği, her şeyde tanrıyı gören aşktır. aşk, insanı hikmete ulaştıran, alemin özünde saklı "ilahi sırlaır" anlamaya yarayan bir güçtür.

    masonluğun esas çalışmalarının mabedler yapmak olduğunu düşünen metinler, mitolojik bir soy kütüğü oluşturmaya çalışmıştır;
    tanrının ilk mason olduğunu, yani "yaratıcı" , "yoktan var edici" olduğunu betimleyenler "tanrı"yı ilk üstad olarak kabul ederler.
    tanrı, evrenin ulu mimarı olarak bilgilerini adem'e aktarmıştır.
    adem inisiye olmuş ve çocuklarıyla bir loca kurmuş ilk insandır. inanca göre ademin, evrenin ulu mimarının yer yüzündeki görüntüsü ile yaratılması ile başta geometri olmak üzere tüm bilimleri ezbere bilmesi gerekir.
    böylece masonluk her şeyin başlangıcının hatırasını saklamak istemekte ve inisiyasyon kuruluşlarının kökeninin insanlara ait olmadığını anlatmaya çalışmaktadır. eski masonik anlayışa göre adem günahkar bir insan değil, inisiyelerin atasıdır. ezotoerik geleneği biçimlendirerek sonraki nesillere aktarmıştır.
    ademden sonra yerine geçen lamech, akıl ve hikmet, güzellik üçlemesi ile insanlığın yolunu kurmuştur. ancak ondan sonra gelenler tanrının-insanlığın iradesini unutmuş, cehalet içinde sürüklenmiştir.
    ancak lamech'in çocukları bu felaketi görerek, anlatılarıları iki büyük taş üstüne hakkederek kendilerinden sonra meydana gelen tufandan, parçalanmaktan kurtarmıştır.
    işte gerçekleştiği iddia edilen tufanda, kızgınlığı yatışan tanrıdan -ve nuhtan- sonra, hermes, idris ya da her kimse bu taşları bulmuş, üzerindeki yazıların önemini anlayarak, bu bilgileri yaşatabilecek yeterliliği olan insanlara aktarmaya karar vermiştir.
    o günden bu yana insanlar duygu ve akıllarının yanında mantıkla hareket etme ihtiyacını bulmuştur.
    kaynağını açıklamanın zor olduğu eski mitler bir yana, insan evladının aklını bilgi ile yontması gerektiğini tarih göstermektedir.

    "hikmet" aslında aklın ulaştığı bilginin yorumlanmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap