2 entry daha
  • 'mayıs gülüm' dediğim, vefatından sonra yattığı yerde, mezarlıktaki çocuklardan birinin diktiği gül fidanı ile bir biçimde sonraki yaşamının sembolik adresinde de ismini çiçekle sabitlediğim eşimin günü. buruk.

    1 mayıs'ta tanıştırılmıştık, 2 gün sonra doğum günüydü ve ben ona bir anahtarlık hediye etmiştim, ucunda bambudan yapılmış küçük bir kız çocuğu figürü olan, çok sevimli bir şeydi. 79. günde ise nikah ve düğün törenimiz bir arada olmuştu.

    sığacık mavi teos'taydık hediyesini verdiğimde, başka bir kutlama olmamıştı; pasta, yemek vb. gibi. ama o günkü güneşin sıcaklığını, denizin mavi renginin küçük dalgalardaki parıldayışını, birbirimizi tanımak için yaptığımız sohbeti, ki ''sizli biz'li'' idi; çok canlı bir şekilde hatırlıyorum.

    en sonki kutlama ise, henüz teşhisin konulmasına aylar kala olmuştu çekirdek aile olarak oğlumuzla birlikte. evimizin salonundayız, arkada televizyon açık ve çok sevdiği, takip ettiği ekonomi programlarından biri var. niyeyse masada değil, salonda halının üzerinde, sehpanın çevresindeyiz:) tanay henüz 11 -12 yaşlarında.

    bir sonraki doğum günü, istanbul'daydık, artık yürüyemiyordu, oğlumuzu izmir'de bırakmıştık aile büyüklerine emanet ederek. doğum günü pastasını uğur böceği biçiminde seçmiştim, şans getirsin yeni yaşı diye. yetmedi.

    son doğum gününde ise hastanedeydik istanbul'da, kendisinde değildi, 3 mayıs doğum günü olduğunu bile hatırlayamayacak derin bir elem içindeydim...

    insanlar doğar, büyür, ölür. aralara sıkıştırılan hatıralardan yüzümüzü güldürenler ışık yılı uzaklıktaki parıldayan yıldızlar gibi gözlerimize fer, gönlümüze teselli olur. hayat.
hesabın var mı? giriş yap