aynı isimde "baba (dizi)" başlığı da var
4560 entry daha
  • baba, bazen toprağın altından gelip rüyanıza girer ve size teselli verir.

    biliyorum, şimdi diyeceksiniz ki çok üzgündün ve beynin seni korumak için bu hikâyeyi gösterdi sana. tamam öyle olsun. işe yaradı birazcık da olsa. önemli olan bu değil mi zaten?

    benimkisi her zaman mükemmel değildi. hatta pek mükemmel değildi; ama bazen öyle detaylara özen gösterirdi ki, tüm o mükemmel olmayan şeyler önemini yitirirdi. yoksa yediğim dayakların (falaka dahil) ve baskının üzerimde bıraktığı travmalarla baş edemezdim diye düşünürüm bazen.

    teşbihte hata etmek istemem; hani derler ya, allah sevdiği kuluna eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş, biraz öyleydi babamla ilişkimiz.

    (hayırdır inşaallah)

    çok üzgündüm dün, canım hiçbir şey yapmak istemedi ve bu hafta sonu gideceğim önemli bir eğitimi iptal ettim. biraz ağladım, fazla değil. kedim füruğ'u sevdim biraz da, fazla değil. düşünmemeye çalıştım. normalde, ses olsun diye tabletten bir dizi açar ve onun sesini duyarak uyurum. ses kaldırmayacaktı kafam, hiçbir şey açmadım. belki saçma ama, evden gelecek çıtırtıları duymak dün gece bana iyi geldi, korkmak istedim. ceza gibi, kendime verilmiş bir ceza. neyse, burayı çok açmak ve mantığını anlatmak istemiyorum. o sessizlikte uyumuşum. babamı gördüm. genelde rüyamda babamı gördüğümde hep genç hâlini görürüm, dün gece yaşlı haliydi beni ziyaret eden. bir uğultu da vardı, karabasan basmadan evvel duyduğuma benzer. hem kara bir basan gibiydi babam hem değildi. küçük bir odada oturuyoruz. annem, ben, babam ve 1-2 kişi daha var, onları seçemiyorum. annem divanda oturmuş, başı öne eğili, sanki bir iş var elinde. bizimle ilgili değil. tüm dikkâti o elindekinde. babam da geliyor, annemin arkasından odanın kapısına doğru gidiyor ve orada dönüp bana bakmaya başlıyor. uğultu birden artıyor, içimden diyorum ki "of yine korku rüyası, kalkabilecek miyim bu kez bakalım?" bana bakarken babamın yüzü birden kayboluyor. ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. saçma bir şekilde bakmaya devam ediyorum ve babam bana diyor ki "artık bu kadar üzüldün yeter, biraz da gül. bak ben de gülüyorum." o zaman anlıyorum ki, babamın kendine has bir espiri anlayışı vardı, yine ondan yapmış. o sebeple ilk etapta anlamıyorum ve gülmeye başlıyorum. işte böyle, deyip yine annemin arkasından dolaşıyor kapıya doğru gidiyor, bana bakıyor, yüzü kayboluyor. işte tam orada ben şey diye düşünüyorum "iyi ki babam yaşıyor."

    ve bir anda nefes alarak uyandım. epey bir süre kendime gelemedim. o kadar gerçekti ki rüya, babam... gerçekten yaşıyor mu diye anlamaya çalıştım. sonra kolumu hissetmeyip azıcık kıpırdadım ve kıpırdar kıpırdamaz da rüya olduğunu anladım. bir de iki saat keşke kıpırdamasaydım diye hayıflandım.

    yani, şu an yine üzgünüm; ama galiba hayat böyle. bilmiyorum ki, kendi etinden et, kanından kan verdiğin, tüm sevgini (ama pozitif ama negatif) ve mitokondrini aktardığın da belki bir gün anlar.

    ümit etmek istemiyorum, çünkü bence ümit bir zehir, gerçek ise enerji veren bir ayağa kalkma iksiridir. ama tutamıyorum, ümit edeceğim galiba ya.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap